Merhaba sevgili okumak isteyen dostlar — bugün küçük ama merak uyandırıcı bir soruyu birlikte açacağız: “Kan Bağı dizisi hangi kanalda?” Bu soruyu yanıtlamadan önce, bu tür dizilerin kültürlerarası algısını ve yerel medyada nasıl şekillendiğini de inceleyeceğiz. Belki siz de bu diziyi izliyorsunuzdur ya da izlemek isteyenlerdendir — yorumlarda görüşlerinizi de paylaşmayı unutmayın! “Kan Bağı” mı “Kan Bağları” mı? Terminoloji Önemlidir Öncelikle belirtmek gerek: bazen halk dilinde “Kan Bağı” denirken aslında “Kan Bağları” dizisi kastedilir. Yerel medya kaynaklarına bakıldığında “Kan Bağları” ismiyle bir yapım TLC kanalının sitesinde yer alıyor. ([tlctv.com.tr][1]) Bu yüzden “Kan Bağı” ifadesi aslında halk arasında kullanılan bir kısaltma…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Sinan Köyü Nereye Bağlı? Küçük Bir Yerleşimin Büyük Ekonomik Hikayesi Giriş: Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Bedeli Bir ekonomist olarak dünyaya baktığınızda her şey bir denge meselesidir: sınırlı kaynaklar, sonsuz ihtiyaçlar ve zorunlu seçimler. Bu denge, yalnızca büyük kentlerin değil, küçük köylerin de kaderini belirler. Sinan Köyü bu dengenin sessiz ama öğretici örneklerinden biridir. “Sinan Köyü nereye bağlı?” sorusu, yüzeyde yalnızca coğrafi bir merak gibi görünür. Ancak bu sorunun ardında, köylerin ekonomik kaderini belirleyen daha derin bir yapı yatar: kaynaklara erişim, üretim biçimleri, ticaret ağları ve kamu politikaları. Köyler, yalnızca haritadaki noktalar değil; ekonominin en küçük ama en canlı hücreleridir. Sinan…
Yorum BırakKamu Davasında Uzlaşma Olur mu? – Adaletin Kalbine Dair Küresel ve Yerel Bir Yolculuk Bazı konular vardır ki, sadece hukukçuların değil, sokaktaki insanın da ilgisini çeker. “Uzlaşma” kavramı da tam öyle bir şey. Bir yanda adaletin sert yüzü, diğer yanda insanın içindeki barış isteği… Peki kamu davasında uzlaşma olur mu? Gelin, bu soruya hem dünyadan hem ülkemizden bakarak samimi bir sohbetle yanıt arayalım. Uzlaşmanın Kalbi: Suçu Onarmak, İntikamı Değil Kamu davası, aslında toplumun düzenini korumak için açılır. Çünkü bazı suçlar sadece mağduru değil, hepimizi ilgilendirir. Ama modern hukuk artık şunu fark etti: Ceza, her zaman çözüm değil. Bazen tarafları dinlemek,…
Yorum BırakPSU PC’yi Korur mu? Teknolojinin Gücünü Tarihle Buluşturmak Bir tarihçi olarak geçmişin izlerini takip ederken her zaman şu soruyu sorarım: İnsan, kendi icat ettiği şeyleri nasıl anlamlandırdı? Buhar makinesiyle başlayan sanayi devriminden, günümüzün dijital çağındaki bilgisayar sistemlerine kadar, insanın teknolojiyle ilişkisi hep aynı temel gerilime dayanır: Güç ve kontrol. Gücü elde etmek isteriz, ama o gücü kontrol altına almak da zorundayız. Bugün bu dengeyi bilgisayarlarımızda sağlayan unsurlardan biri, görünüşte sıradan ama hayati bir parça: PSU (Power Supply Unit). Elektriğin Kaderi: Sanayi Devriminden Dijital Çağa Tarihin dönüm noktalarına baktığımızda, her çağ bir enerji devrimiyle tanımlanmıştır. 18. yüzyılda buhar, 19. yüzyılda kömür,…
Yorum BırakGücün Yüzeyinde Bir Metafor: Krek Deri Nedir? Siyaset bilimi, çoğu zaman görünmeyeni analiz etme sanatıdır. Bir toplumun kurumları, ideolojileri ve iktidar yapıları tıpkı bir yüzey gibi görünür; pürüzsüz, sağlam, bütün. Ancak o yüzeye yakından baktığınızda ince çatlaklar, gerilim hatları ve yıpranmış dokular göze çarpar. İşte “krek deri” tam da bu durumu tanımlar: yüzeydeki çatlakların estetikle birleştiği, bozulmanın yeni bir anlam kazandığı bir kavram. Peki, krek deri nedir? Ve bu kavram, siyaset biliminin temel soruları olan güç, meşruiyet ve direnişle nasıl ilişkilendirilebilir? Krek Deri: Çatlaklardaki Güç ve Estetik Krek deri, yüzeyinde bilinçli olarak yaratılmış veya zamanla oluşmuş çatlaklarla kendine özgü bir…
Yorum Bırakİleri Gelmek Ne Demek? Tarihsel Bir Yolculuk Üzerinden Toplumsal Yükselişin Anlamı Bir tarihçi olarak geçmişin tozlu sayfalarında gezinirken, her dönemde insanların aynı soruların peşinde koştuğunu fark ederim: “Nasıl ileri gelinir?” ve “İleri gelmek ne demektir?” Bu ifadeyi sadece bireysel başarıyla değil, toplumların kaderini şekillendiren tarihsel süreçlerle birlikte düşünmek gerekir. Çünkü “ileri gelmek” yalnızca bir kişinin yükselişi değil, bir toplumun, bir kültürün ya da bir çağın dönüşümüdür. Geçmişten Günümüze: Yükselmenin Anlamı Tarih boyunca “ileri gelmek” kavramı, güç, statü ve etki kazanmakla eş anlamlı olmuştur. Ancak bu ilerleme her dönemde farklı şekillerde yorumlanmıştır. Feodal dönemde ileri gelmek, toprak sahibi olmak demekti. Sanayi…
Yorum BırakGülibrişim Saksıda Yetişir Mi? Felsefi Bir Bakış Açısıyla Doğa ve İnsan İlişkisi Felsefe, insanın dünyayı anlamak için sorduğu sorularla şekillenir. İnsanlar sadece kendi varlıklarını değil, çevrelerindeki doğayı, doğanın içindeki varlıkları ve onlarla olan ilişkilerini de sorgular. İnsanın dünyayla, doğayla ve diğer varlıklarla olan etkileşimi, felsefi bir bakış açısıyla derinlemesine incelenebilir. Bugün, “Gülibrişim saksıda yetişir mi?” sorusunu felsefi bir perspektiften ele alacağız. Bu basit bir soru gibi görünebilir, fakat asıl sorulması gereken, insanların doğayı nasıl algıladığı, doğa ile kurduğumuz ilişkinin sınırları ve bizlerin bu dünyadaki rolüdür. Saksıda yetişebilecek olan bir bitkinin, aslında varlık ve evren anlayışımızla nasıl bir bağlantısı olabilir? Epistemoloji:…
Yorum BırakGişelerde S Farkı Ne Demek? Veriler, Gerçekler ve İnsan Hikâyeleriyle Derinlemesine Bir Yolculuk Günlük hayatımızda belki de defalarca karşımıza çıkan bir detay var: gişelerde karşımıza çıkan “S farkı” ibaresi. Bilet alırken, araç geçişlerinde ya da kamu hizmetlerinde “S” harfiyle işaretlenmiş bir tutar farkı gördüğümüzde çoğumuzun aklından aynı soru geçer: “Bu S ne anlama geliyor?” Belki birkaç lira, belki de daha yüksek bir meblağ… Ancak işin arkasında, yalnızca rakamların değil, sistemlerin, kararların ve insanların hikâyeleri vardır. Gelin bu konuyu verilerle, örneklerle ve gerçek yaşamdan kesitlerle adım adım çözümleyelim. S Farkı Nedir? Kavramın Temel Tanımı Gişelerde “S farkı”, en genel anlamıyla standart…
Yorum BırakGöz Göze Birleşik mi Ayrı mı? İnsan Bağlantısının Psikolojik Derinlikleri Bir Psikoloğun Meraklı Bakışıyla Başlamak Bir psikolog olarak her zaman insan davranışlarının ardındaki görünmez dinamikleri merak ederim. Özellikle de bakışların dili… “Göz göze gelmek” deriz — peki, bu ifade birleşik mi yazılır, ayrı mı? Dil açısından basit bir yazım meselesi gibi görünse de, psikolojik açıdan bakıldığında bu soru çok daha derindir. Çünkü “göz göze” olmak aslında bir bağ kurma biçimidir; iki bilincin, iki duygunun ve iki niyetin kesişme anıdır. Belki de asıl mesele, kelimenin nasıl yazıldığı değil, bizim birbirimize nasıl baktığımızdır. Bilişsel Psikoloji: Göz Temasının Zihinsel Okuması Bilişsel psikolojiye göre…
Yorum BırakAçık Kapı Nasıl Yapılır? İnsan Hikâyeleri, Veriler ve Gerçek Hayattan İlhamla Bir evin en samimi daveti, çoğu zaman bir söz değil, bir eylemdir: açık bir kapı. Kimi zaman bir misafiri içeri davet etmek, kimi zaman yeni bir başlangıca yer açmak anlamına gelir. Peki ama teknik olarak da mecazi olarak da, açık kapı nasıl yapılır? Bu yazıda hem marangozların ve mimarların gözünden, hem de hayat hikâyelerinin içinden geçen verilerle dolu bir yolculuğa çıkacağız. Çünkü kapı, yalnızca bir nesne değil; bir geçiş metaforudur. “Kapı” Sadece Bir Nesne Değil: İnsanlık Tarihinde Geçişin Sembolü Antik çağlardan bu yana kapılar, yalnızca duvarlardaki açıklıklar değil, medeniyetlerin…
Yorum Bırak