4 Kişilik Krep Nasıl Yapılır? Lezzetin Kökenlerinden Geleceğin Mutfağına Uzanan Bir Yolculuk Bir masanın etrafında toplanmış dört arkadaş düşünün: sofrayı paylaşıyor, anıları tazeliyor, ocaktan yükselen mis gibi kokuya gülümsüyorlar. Ben de aynı tutkuyla yazıyorum; çünkü krep yalnızca “kahvaltıda hızlıca yapılan bir hamur işi” değil, kökleri tarih öncesi tahıl ritüellerine, bugünü ise bilimsel tekniklere ve sürdürülebilir mutfak pratiklerine bağlayan bir köprü. Hadi bu köprünün üstünden birlikte geçelim; hem kalpten hem merakla. İlk krep kusurlu olabilir, sorun değil. Tavanızın ısısını ayarladığınızın işaretidir. Devam edin; üçüncü krep daima efsanedir. 4 Kişilik Krep İçin Hızlı Özet (8–12 İnce Krep) Un: 1 su bardağı (≈120…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Abdullah el-Horasani Kimdir? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü ve Pedagojik Yansıması Eğitim, sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda bireylerin düşünme, hissetme ve toplumla etkileşim biçimlerini dönüştüren bir süreçtir. Her öğrenci, öğrendikçe kendisini yeniden keşfeder ve toplumsal dünyaya olan bakış açısını yeniden şekillendirir. Öğrenmenin dönüştürücü gücü, her bireyin potansiyelini açığa çıkarmasına olanak tanır. Bu yazıda, öğrenmenin ve öğretmenin bu dönüştürücü rolünü vurgularken, aynı zamanda tarihsel ve pedagojik bir figür olan Abdullah el-Horasani’yi de mercek altına alacağız. Abdullah el-Horasani, İslam dünyasında derin izler bırakmış önemli bir alim ve düşünürdür. Ancak onun yaşamı, sadece bir bireyin entelektüel yolculuğu değil, aynı zamanda öğrenme sürecinin toplumsal etkilerini…
Yorum Bırak2 Yaş Sendromu: Kültürler Arasında Kimlik, Ritüeller ve Topluluk Yapıları Perspektifinden Bir İnceleme Antropolojik bakış açısıyla, her bir kültürün, bireylerin gelişim süreçlerini anlamak için farklı ritüeller, semboller ve topluluk yapıları geliştirdiğini görürüz. Kültürlerin çeşitliliği, aynı gelişimsel evrelerin dahi farklı şekillerde deneyimlenmesine neden olur. Bu yazıda, antropolojik bir bakış açısıyla, evrensel bir deneyim olan “2 yaş sendromu”nu, kültürel bağlamda ele alacağız. Her bir toplumun, çocukların gelişim evrelerine nasıl yaklaştığına ve bu dönemde yaşanan krizlerin toplumsal yapıları nasıl şekillendirdiğine dair derinlemesine bir inceleme yapacağız. 2 Yaş Sendromu Nedir? 2 yaş sendromu, özellikle çocukların “bağımsızlık” arayışının en belirgin olduğu dönemlerden birini ifade eder.…
Yorum BırakKış Güneşinde D Vitamini Var mı? Zihnin ve Ruhun Işığa Olan Açlığı Kış aylarının ilk sabahında perdeleri araladığımda yüzüme vuran solgun güneş ışığıyla birlikte aklıma şu soru gelir: Kış güneşinde D vitamini var mı? Bilimsel yanıtı merak ederken, bir psikolog olarak zihnimin daha derin bir kısmı başka bir şey sorar: “Peki, ruhumuz bu ışığın eksikliğine nasıl tepki veriyor?” Işığın azalması yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda bilişsel, duygusal ve sosyal düzeyde bir deneyimdir. İnsan, sadece fiziksel bedenden ibaret değildir; ışıkla birlikte duygular, düşünceler ve sosyal davranışlar da şekillenir. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Güneşin Zihinsel Haritası Kış güneşi zayıf olsa da, zihnimiz hâlâ…
Yorum BırakKıvırcık Koyun ve Ekonomik Seçimlerin İnceliği Bir ekonomistin gözünden dünya, sınırlı kaynaklar ve sonsuz ihtiyaçlar arasındaki o ince çizgide şekillenir. Her karar, bir fırsat maliyetini; her tercih, başka bir olasılığın kaybını temsil eder. Bu perspektiften bakıldığında, tarım ve hayvancılık gibi doğal kaynaklara dayalı sektörlerde alınan kararlar, yalnızca bireysel değil, makroekonomik sonuçlar da doğurur. Türkiye’nin yerli ırklarından biri olan Kıvırcık koyun, sadece bir hayvan türü değil, kırsal ekonominin canlı bir parçasıdır. Onun doğurganlık döngüsü, küçük üreticiden ulusal et piyasasına kadar geniş bir ekonomik zinciri etkiler. Kıvırcık Koyun Yılda Kaç Kez Doğurur? Biyolojik Temel ve Üretim Gerçekleri Kıvırcık koyun, genetik yapısı gereği…
Yorum Bırakmarkdown Üst Hakkı Ne Demektir? Bir Hikâyenin İçinde Anlamak Merhaba sevgili okuyucular, Bugün size bir hukuk terimini kuru bir tanım üzerinden değil, kalbe dokunan bir hikâye ile anlatmak istiyorum. Çünkü bazen kavramları yalnızca sözlükten öğrenmek yetmez; onları hayatın içinden bir örnekle, insana dair duygularla görmek gerekir. İşte bu yazıda “üst hakkı” kavramını bir aile hikâyesiyle anlamaya çalışacağız. — Bir Arsanın Hikâyesi Bir şehir düşünün; kalabalık, gürültülü ama içinde nice umutlar barındıran. İşte o şehirde, dededen kalma küçük bir arsa vardır. Arsanın sahibi Ahmet Bey’dir. Ahmet Bey, mantıklı ve çözüm odaklı bir adamdır. Arsanın yıllardır atıl kalmasına üzülür. İçinden sürekli şu…
Yorum BırakYüksek Gerilim Hattı Olduğu Nasıl Anlaşılır? Elektrik hatlarına bakıp “Bu sıradan bir dağıtım hattı mı, yoksa yüksek gerilim mi?” diye düşündüğünüz oldu mu? Benim için bu konu yalnızca mühendislik merakı değil; yürüyüş rotası seçerken, fotoğraf çekerken, hatta drone uçurmayı planlarken hayatla doğrudan temas eden bir güvenlik meselesi. Gelin, yüksek gerilim hattı olduğunu nasıl anlayacağımızı; bu hatların tarihsel kökenlerinden, bugünkü şehir yaşamındaki izlerine ve gelecekteki olası etkilerine kadar hep birlikte, samimi ama titiz bir yolculukla keşfedelim. Kısa Bir Arka Plan: Neden “Yüksek Gerilim”? Elektriğin uzak mesafelere verimli taşınması 19. yüzyılın sonunda alternatif akımın (AC) yaygınlaşmasıyla mümkün oldu. Temel mantık basit: Gerilimi…
Yorum BırakKelimenin Dönüşümü, Maddenin Sessizliği: Edebiyatın Gözünden Hidrojenasyon “Bir kelime, bir kimyasal tepkimedir.” Her harf, bir molekül gibi başka bir harf ile birleştiğinde anlam değiştirir, tıpkı doymamış bir bileşiğin hidrojenle buluştuğunda geçirdiği dönüşüm gibi. Edebiyatçı için bu dönüşüm, yalnızca bir kimyasal olay değil, aynı zamanda bir metafordur: değişimin, istikrarın, dönüşümün sembolü. Hidrojenasyon neden yapılır sorusu, aslında şu soruya da kapı aralar: İnsan, neden dönüşmek ister? Bu yazı, bilimin kesinliğiyle edebiyatın sezgisini birleştirerek, hidrojenasyonun kimyasal anlamından çok anlamsal yankısını ele alıyor. Hidrojenasyonun Temeli: Doymamışlıktan Doygunluğa Kimya bize şunu söyler: Hidrojenasyon, doymamış bileşiklerin (örneğin yağların) hidrojenle tepkimeye girerek daha doygun hale gelmesi işlemidir.…
Yorum BırakHeyet Kimin Kitabı? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir İnceleme Bir siyaset bilimcisi olarak, toplumsal yapıları, iktidar ilişkilerini ve demokratik katılımı sürekli sorgulayan bir bakış açısına sahibim. Toplumlar, güç ilişkileri etrafında şekillenir ve bu ilişkiler, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde değişime yol açar. “Heyet Kimin Kitabı?” gibi eserler, bu değişimi, toplumsal düzeni ve ideolojik yapıları anlamak adına derinlemesine bir fırsat sunar. Kitap, sadece bireylerin değil, aynı zamanda toplumun kendi yapısı üzerine bir düşünsel çağrıdır. Bu yazıda, “Heyet Kimin Kitabı?”nın siyasal ve toplumsal boyutlarını, iktidar, kurumlar, ideoloji ve vatandaşlık çerçevesinde inceleyeceğiz. Özellikle toplumsal yapının temellerindeki güç ilişkilerini, erkeklerin stratejik ve güç odaklı…
Yorum BırakHemze Hangi Sesi Verir? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir İnceleme Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine: Bir Siyaset Bilimcisinin Bakışı Siyaset bilimi, güç ilişkileri ve toplumsal düzenin sürekli olarak biçimlendiği, değişen ve evrilen bir alan olarak tanımlanabilir. Bu dinamikler, toplumların yapısal temellerini ve bireylerin bu yapılarla olan ilişkilerini belirler. İktidarın, kurumların ve ideolojilerin bireyler üzerinde nasıl etkiler yarattığı, siyasal teori ve pratiğin ana temalarındandır. Ancak, bazen dilin inceliklerine ve sembollerine bakmak, bu güç ilişkilerinin daha derinlemesine anlaşılmasına yardımcı olabilir. Bugün, bu yazıda dilin inceliklerinden birini, özellikle de hemze’nin hangi sesi verdiğini, siyaset bilimi perspektifinden ele alacağız. Hemze, dildeki bir işaret olarak…
Yorum Bırak